Gangnam Style'dan sonra şimdi de bu mu! Aman Tanrım. Gangnam Style'ın en azından insanlar b*kunu çıkarana kadar bir dinlenilirliği vardı. İlerleyen bilim ve teknoloji nelere çare buldu ama bu salaklığa bir çare yok sanırım. Artık daha fazlasını kaldıramayacağım, lütfen Asyalı'lar yeter!!!!! Avazı çıktığı kadar bağıran tavukları kim dinlemek ister ki!! Şuan beynim gerçekten çok gereksiz bir görsel ve işitsel bir işkenceden geçti. Bunu gerçekten dinleyemeyeceğim, peki ya siz? … [Read more...]
Halloween Movies List FOR GIRLS!
Çocukluğumdan beri tatil ve bayramlara bayılmışımdır. Özellikle de Noel & Cadılar Bayramı'na. Nedendir bilmiyorum ama yılın bu zamanları gelip çattığında kabuğuma sığamayıp deliler gibi kutlama yapasım geliyor! :) Kutlamaların ruhu, dekorları, ışıkları, renkleri, tatlılar, toplaşmaları özellikle de bu bayramların kokusu beni benden alıyor! Ekim'in ilk haftasından itibaren etrafı saran balkabağı kokusuna bayılırım. Ne yazık ki bu kokuyu Türkiye'de almak mümkün olmuyor. O yüzden Ekim ayı gelir gelmez kendimi bir Starbucks'tan içeri atıp kendime bir Pumpkin Spice Latte ısmarlıyorum. Eğer … [Read more...]
Delirmek…
Şunu farkettim ki, çok garip bir şekilde Türkiye'deki toplumun baskısı altına girmişim. Psikolojik bir hastalık gibi bir şey bu. Gizli gizli yazdığım başka bir blogum var mesela. Neymiş efendim toplumca "müstehcen" sayılabilecek bazı şeyler yazıyorum diye kendi ismimle dahi açmadığım bir blog bu. Hayır, kimse bana bunu gizlememi filan söylemedi ama işte diyorum ya, sinsi sinsi bilinçaltıma işlemişler bunu burada yaşamaya başladığım 11 seneden beri. Sanırım sonunda bana da kafayı yedirttiler. Ben böyle biri değildim. Kendimi ifade etmekten genel anlamda sıkılmayan biriydim. Ekspresyonist … [Read more...]
Kaş’ta en güzel rakı balık…
Amerika'dan Türkiye'ye dönüş yaptığımızdan beri Kaş'ın ailecek müvadimiyiz. Hem entel hem de bu kadar şirin ve sade kalabilmiş yegane yerlerden olan bu şirin beldeye doyamıyorum. Her sene hangi tatil köyüne gidecek olursak olalım buraya mutlaka en az 3-4 gün ayırmayı seviyoruz. O şirinlik abidesi küçük meydana ayak bastığım andan itibaren kendimi evime ayak basmış gibi hissediyorum. Yani tarif edilemeyecek garip bir duygu bu bilmiyorum, sanki hep buraya aitmişim gibi bir hissiyat uyanıyor içimde. Her sene aynı mağazaları gezmekten, aynı yüzleri görmekten ve hatta bu sene göremediğim için … [Read more...]
Emptiness / Boşluk…
Sometimes I feel like I'm writing to the quite emptiness of space - with no purpose, for nothing. Is there anyone out there? Can anyone hear me? Will my hard work pay off one day? Should I give up just this second or should I hold on? How much waiting is too much? / Bazen uzayın sessiz boşluğuna doğru amaçsızca, boşuna yazıyormuşum gibi hissediyorum. Orada olan kimse var mı? Beni duyan kimse var mı? Çabalarım bir gün meyvesini toplayacak mı? Şuan bırakmalı mıyım yoksa tutunmalı mı? Ne kadar beklemek çok beklemektir? Image Source: Michael Molloy … [Read more...]